Apple, Temmuz ayında umulmadık bir çıkış yaparak yeni ve -buraya dikkat- uygun fiyatlı, giriş seviyesi MacBook’larını piyasaya sürdü.

Yeni MacBook’ların fiyatları Türkiye iklimine uygun olmadığı gibi, müşterilerin “giriş seviyesi” tabirini farklı anlamlara yormasına neden oldu.

Mesela; ne giriyor? Kime giriyor? Böyle girilir mi lan? gibi…

Geçen seneki modellerin kız kaçıran gibi patlaması, klavyesiyle basanın elinde kalması kronik sorunları ve sorunların saatte 4 kadın dedikodusu hızıyla yayılması da Apple’ı dara soktu.

MacBook Pro 2019 İncelemesi

Bu senaryoda Apple’a yeni MacBook’ları piyasaya kabul ettirmek için tek bir şey gerekiyordu:

Maceraya meraklı ve bir o kadar da indirime düşkün kobaylar!

Şey… artık sanırım hikayedeki yerimin neresi olduğunu biliyorsunuzdur…

Ben, Eğitim Mağazası’ndan verilen Okula Dönüş İndirimi + Beats kulaklık hediyesine tav olup, Türkiye’den ilk 10 bini vermeye gönüllü maceraperest kobaylardan biriyim.

Siz de az sonra yeni MacBook Pro’nun ıncığını cıncığını öğrenirken, 10.000 TL’nin hakkını verip vermediğini öğreneceksiniz…


Tasarım: Aynı tas, aynı suyun kaldırma kuvveti

Yeni MacBook Pro’nun tasarımı için havalı şeyler söylemek isterdim. Ama maalesef aynı tas, aynı suyun kaldırma kuvvetiyle devam ediyor. Alüminyum şasi üzerine temellendirilen Pro’nun tasarımında, 2016’dan bu yana kayda değer hiçbir değişiklik yok.

2019 MacBook Pro Tasarımı

Karanlık gecelerde içimizi aydınlatan, yolumuza ışık tutan LED elma ışığımız da yok. Onun yerine Starbucks ve ortamlara girdiğinizde, yeni Pro kullandığınızı belli etmek dışında işlevi olmayan cafcaflı bir Apple logosu var. Galiba eski MacBook Air’imin en çok bu özelliğini özleyeceğim.

2019 MacBook Pro Arka Kapağı

Yeni Pro’nun 13 inç ve 15 inçlik iki farklı modeli var. Dizüstü bilgisayarda büyük ekranın -bana- pek bir artısı olmadığından ve taşınabilirlik gibi avantajlarından dolayı ben 13 inçlik olanını tercih ettim.

15 inçlik MacBook Pro 34.93 cm uzunluğunda ve 1.55 cm kalınlığında, ağırılığı ise 1.83 kg. Satın aldığım 13 inçlik model ise 30.41 cm uzunluğunda ve 1.49 cm kalınlığında, ağırılığı da yaklaşık olarak 1.37 kg.

Dikkat, yeni MacBook Pro aşırı USB yetmezliği içerir!

Gün doğarken güneşli tepelerin ardından, tüm gelişmiş ülkelerin USB-C’ye geçtiğini duyuyoruz. Ve fakat TR’de henüz USB-C kullanımı yaygınlaşmış değil.

Haliyle 2019 model MacBook Pro’da USB severleri trajikomik anlar bekliyor.

Kasanın üzerinde yalnızca 2. nesil USB 3.1 ve Thunderbolt 3 çıkışı var. USB mi?

USB kullanmak için ayrı bir aparat almalı, dahası bunu kafa kağıdınız gibi her an yanınızda taşımak zorundasınız.

Thunderbolt 3 çıkışı 40Gb/s işlem hızına ulaşabilirken, Türkiye’de konu mankeni olmaktan öteye geçemeyen USB-C portları 10Gb/s hızına ulaşabiliyor.

Bu arada, 15 inçlik MacBook Pro’da 2 değil; 4 tane Thunderbolt 3 çıkışı var.

Portların destek yelpazesinin üfür üfür olduğunu söylemeden geçmeyeyim. Tüm girişler güç kaynağı, Thunderbolt, USB, DisplayPort, HDMI ve VGA olarak kullanılabiliyor.

Klavye: “Bu Butterfly bizi bozmasın be Cengiz?”

Apple’ın 2019 model MacBook Pro modellerinin tümünde güncellenmiş 3. Nesil butterfly klavyelerin kullanıldığı iddia ediliyor. İddia diyorum, çünkü bazı yutupçular aksini düşünüyor…

Heriflerin söylediğine göre, Apple sadece “yeniledik” dedi. Ama gerçek manada mekaniği yenilemedi. Açıkçası, daha 2019 Pro’ların çıkmadan evvel ücretsiz klavye değişim programına dahil edilmesi, insanın içine kurt düşürmüyor değil.

MacBook Butterfly Klavye

Olaya yabancı arkadaşlar için kısa bir özet: Apple, 2016 yılında geleneksel makas mekanizmalı tuş tipinden vazgeçip, butterfly (kelebek) adını verdiği klavye mekanizmasına geçmişti.

Bu mekanizma, hissiyat ve konfor açısından başarılı, teknik açıdan sıkıntılıydı. Birçok Mac kullanıcısı ilk haftadan Mac’ini koltuğunun altına sıkıştırdığı gibi Apple servislerinin yolunu tutmak zorunda kalmıştı.

Yeni bilgisayarda benzeri bir sorun yaşanmasına karşın, Apple, 2023’e kadar ücretsiz klavye tamiri garantisi veriyor. Bak şimdi… Sen de kıllandın değil mi?

Apple’ın Butterfly klavye mekanizmasının hissiyatı ve konforu, yeni MacBook’a hallenmemdeki en büyük etkenlerden biriydi. Kullandığım süre boyunca klavyeden yana hiçbir şikayetim olmadı. Tabii, erken konuşmayalım. Hikayenin sonu nasıl biter hiç bilinmez.

MacBook Pro’nun klavyesinin tüy siklet dokunma hissiyatı ve konforu şimdilik beni benden alıp başka diyarlara götürüyor. Benim gibi kolunuzda bileklerinizde hassasiyet ve Karpal Tünel Sendromu gibi rahatsızlıklarınız varsa Apple’ın yeni mekanizması yaralı ruhunuza ve ponçik bedeninizde iyi gelecektir.

Apple Magic Keyboard ile kıyaslamak gerekirse bu klavye bilekleri daha da az yoruyor ve tuş dizilimi epey başarılı. Tuşlar arası mesafenin kısa olması, tuşa dokunma hissiyatının başarısı 5 yıldızlı pek iyi’yi hak ediyor.


Trackpad, Touch Bar ve Touch ID: Mahşerin 3 atlısı!

 2019 MacBook Pro Özellikleri

2019 MacBook Pro’yu cazip ve güçlü kılan üç özelliğini bir başlık altında toplamazsak olmaz! Zira, üretkenlik ve bilgisayarının paldır küldür teknolojilerle dolu olmasından hoşlananlar için en önemli kısım tammmm olarak burası 👇

Ölmeden önce ellemeniz gereken şeyler listenizde yer açın: TrackPad

Tasarım bölümünde, MacBook’un 2016 çizgilerini kullandığından bahsetmiştim. 2016’da yapılan revizyonla MacBook’ların TrackPad’deki elleşme alanı iki katına çıkartılmıştı. Aynı gelenek, 2019 Macbook Pro’da devam ediyor.

MacBook Pro 2019 Trackpad

Ellemeye doyamayacağınız 10 şey listenize girecek TrackPad, Force Touch teknolojisini destekliyor. Ayrıca dokunma alanında hiçbir fiziksel tuş yer almıyor. Daha büyük elleşme alanıysa kullanıcısına özgürce özelleştirilmiş kısayol hareketleri sergilemesi için sahne hazırlıyor.

TrackPad’de devrimsel bir değişim yok ve geçtiğimiz aylarda incelediğim Magic Trackpad ile tüm özellikleri aynı. Derinlemesine giriştiğim o incelemeye ulaşmak isterseniz, sizi şöyle alabilirim.

 

 

İki ucu dijital değnek: Touch Bar

2019 MacBook Pro ve MacBook Air ile, Touch Bar artık tüm MacBook’lara dahil edildi. Apple’ın söylediğine göre; bundan sonra üretilen bütün MacBook’larda Touch Bar’ı göreceğiz.

Peki, Touch Bar’a sahip olmak gerçekten gündelik deneyimi ne kadar etkiliyor?

MacBook Pro Touchbar 2019

Kullanıcılar Touch Bar hakkında, düz ve yuvarlak dünyacılar gibi ikiye ayrılmış durumdalar. Yakın çevremdeki Mac kullanıcılarının bir bölümü Touch Bar’a bayılırken, diğer bölümü Touch Bar’ın tamamen gereksizliğini savunuyor.

Touch Bar’ı ilk defa deneyimlememe rağmen adeta elim ayağım oldu diyebilirim. Alfred’e tek tıkta ulaşma özgürlüğü, sık kullandığım kısayolları zahmetsizce tetiklemek ve kendimce atadığım pratik klavye kısayolları sayesinde, Touch Bar benim için evlere şenlik bir kolaylık haline geldi.

Touch Bar’dan gerçekten faydalanmak istiyorsanız, elinizi taşın altına atmanız şart. TB’nin size ne anlam ifade ettiğini çözmeniz, nasıl kullanmak istediğinize karar vermelisiniz. En önemlisi BetterTouchTool gibi bir yazılım ile Touch Bar’ı kendi ihtiyaçlarınıza göre yeniden şekillendirmelisiniz.

Touch Bar’ı Apple’ın varsayılan ayarlarıyla kullanacaksanız, paranızı çöpe atma hissiyle tanışmaya kendinizi hazırlasanız iyi edersiniz.

Touch Bar’a alışma süresince yaşadığım en önemli sorun ESC tuşunun yerine getirilen X işaretiydi. İlk başlarda ESC yerine X’e kazara o kadar çok dokunmuştum ki, tek dileğim Pentagon çalışanlarının buraya bir nükleer ateşleme butonu koymaması olmuştu. Allah muhafaza, ESC tuşuna basacağım derken gezegeni bi’ anda patlamış mısıra dönüştürebilirler.

 

Biraz dokunuş, bolca rötuş: Touch ID

2019 MacBook Pro’da, Touch Bar’ın hemen sağında 2. Nesil Touch ID yer alıyor. Touch ID mekanizması kimi iPhone modellerinin Home tuşunda kullanılan safir kristal malzemeden üretilmiş.

Peki, Touch ID ne işimize yarıyor?

Apple uygulamalarında ve parmak izi koruması olan uygulamalarda şifre yerine tek dokunuşta parmak izini kullanarak, sizi şifre girme derdinden kurtarıyor.

MacBook Pro TouchID

Touch ID mekanizması Apple’ın tasarladığı T2 çipten farklı olarak özel bir korumaya sahip. Bu sayede parmak izinin ve verilerin güvenli kalması sağlanıyor.

Touch ID’nin bir de ödeme kolaylığı özelliği var ve fakat Türkiye’de Apple Pay olmadığı için Safari ile kullanılan ödeme yapma özelliği şimdilik ülkemizde kullanılamıyor.

 

Işıl ışıl her yer, her yer sanki pavyon: Ekran

2019 MacBook Pro, daha önceki modellerde kullanılan 500 nit parlaklık, P3 Wide Color desteği ve True Tone işlevli ekranı kullanıyor.

MacBook Pro sahibi oluncaya kadar, Retina ekran ve True Tone gibi teknolojilerini uzun vadede deneme şansım olmamıştı. Bu kullanımdan sonra, her ikisinin de kullanıcı deneyimine nasıl takla attırdığını bizzat deneyimledim.

True Tone sensörleri sayesinde bilgisayarınız, ekran sıcaklığını otomatik olarak bulunduğunuz ortam şartlarına göre ayarlıyor. Mac’inizi koltuğunuzun altına kıstırdığınız gibi bir yerlere kaçan tiplerdenseniz, True Tone’a yelkenlerinizi indirmemeniz adeta olanaksız.

Unutmadan; Yeni Pro’nun 2560×1600 çözünürlüklü ekranında inç başına 227 piksel de emrinize amade sizi bekliyor.

 

Kendi küçük performansı küçük enişte: MacBook Pro 13 İnç

Apple’ın 13 inçlik MacBook Pro’su muz yiyip çilek tadı almak istemeyenler için biçilmiş kaftan. Çünkü küçük ebat, taşınabilirlik avantajını arka cepte getirirken güçlü donanımlardan feragat etmenizi gerektiriyor.

Olaya kendi açımdan baktığımda, çok güçlü bir bilgisayara ihtiyaç duymadığım için MacBook Pro’nun performansını gayet tatminkâr buluyorum.

Tabii, bu Pro’ların giriş seviyesi bilgisayarları olduğunu unutmamak lazım. Birçok kullanıcısına en iyi şekilde hizmet edecektir fakat uçmalı kaçmalı işlerde yetersiz kalacağı apaçık ortada.

 

Fakir ama gururlu sistem kaynaklarıyla tanışın!

Küçük eniştede fakir ama bir o kadar da gururlu bir işlemcimiz var. Intel’in 8. Jenerasyon, 14-nanometrelik çipi kullanılıyor.

Evet! Tahmin ettiğiniz gibi Apple ilk defa bu işlemcileri de 2018’deki modellerde kullanmıştı.

Yoksa şaşırdınız mı?

1.4 GHz işlemcimiz, Turbo Boost ile 3.9 GHz’e kadar yükselen performansı ayaklarınızın yanı başına sererken, 8 GB RAM belleğimiz 2133MHz LPDDR3 değerlerine sahip. Birkaç bin TL’lik upgrade ödemesi yaparsanız, Apple RAM belleğini sizin için 16 GB’a yükselterek teslimat yapabiliyor.

15 inçlik modellerin aksine 13 inçlik modeller fakir ama gururlu tavrını ısrarla GPU tarafında sürdürüyor. Intel Iris Plus Graphics 645 ile gelen giriş seviyesi modellerinde maalesef GPU yükseltme opsiyonu sunulmuyor.

SSD olarak, 15 ve 13 inçlik modeller aynı yüksek hızlı teknolojiyi kullanıyor. Standart 128 GB’lık depolama birimleri saniyede 3.2 GB’a kadar veri okuyup, 2.2 GB’a kadar da yazmayı başarıyor.

Paranızın gücüne kuvvetine güveniyorsanız, 2 TB’a kadar ücreti mukabilinde SSD depolama alanınızı yükseltmeniz mümkün.

 

Geceler soğuk, MacBook Pro sıcak

MacBook’u yaz aylarında kullanmaya başlamıştım. Sıcak yaz ayları boyunca aklımda tek bir dileğim oldu:

“İnşallah bu alet zemheri kış aylarında da böyle ısınıyordur…”

MacBook Air’in mütevazi ısılarına alışmış biri olarak, Pro bana biraz fazla ısınıyor gibi gelmişti. Yaz sıcakları sona erdiğinde ısısının makul seviyelere düştüğünü fark ettim. Kullandığım ortamların etkisi büyüktü. Ama yine de Pro’nun bu kadar ısınmasını beklemezdim…

 

Tak fişi bitir işi: Batarya performansı

Apple’a göre; giriş seviyesi 13 inçlik MacBook Pro, kablosuz internet bağlantısıyla kullanıldığında 10 saat boyunca internette fink atma imkanı sunuyor. Yetmiyor, durduğu yerde batarya enerjisini 30 gün kadar saklayabiliyor.

Batarya performansı açısından bugüne dek şikayetim olmadı. Fakat donanımların eski bilgisayarıma nazaran güçü olması, pilimin alışkın olduğum döngüden hızlı bitmesi pek hoşuma gitmiyor.

Uzun Lafın Kısası:

MacBook Air ile geçirdiğim güzel, güneşli günlerin ardından artık yeni teknolojilere yelken açmamın zamanı gelmişti. MBA iyiydi, hoştu. Ama benim için artık bir kuru fasulye, pilav ikilisiydi.

Retina ve TrueTone ekranı, Force Touch Trackpad’i, TouchBar’ı ve TouchID’si ile yeni MacBook Pro beni günaha davet eden bol kalorili bir çoban kavurmaya benziyordu. İki MacBook arasındaki işlemci gücü de artık görmezden gelinemeyecek seviyelerdeydi.

MacBook Pro 2019 gerçekten güzel bir bilgisayar fakat giriş seviyesi bir Pro’ya ₺10.200 basmak, her yiğidin harcı değil. Bu teknolojiler gündelik kullanımı mutlaka etkiliyor. Yine de, 2015 veya daha üst model bir MacBook kullanıcısının bu yenilikler olmadan da daha en az 3 -4 yıl mutlu mesut yaşayacağını söyleyebilirim.


Yeni MacBook Pro ve özellikle ederi hakkında sizlerin görüşlerini de merak ediyorum.

Yorumlarınızı, sorularınızı ve aklınıza gelen diğer her şeyi aşağıdaki yorum kutusundan savurmayı unutmayın! 😄

Ne kullanırsan kullan yine gel: Her Mac kullanıcısının gündelik kullanımda hayatını kolaylaştıracak uygulamaların yer aldığı harika bir içerik hazırladım. Göz atmazsan üzülürsün

❱❱ 2020’nin En İyi Mac Uygulamaları: Ödüllü Uygulamaları 🏆

Yazar

Buraya yeniysen, ben Burak 👋 Gündüzleri metin yazarı ve içerik pazarlaması uzmanı, akşamları da yarı zamanlı YouTuber'ım 🦸‍♂️ Bu blogda, keşke yıllar önce bilseydim, deneseydim dediğim alerjik reaksiyon yaratmayan içerikler paylaşıyorum.

2 Yorumlar

  1. Hayalimdi, bu gidişle yine hayal olarak kalacak sanırım :) Şu haliyle benim için tek artısı uzun batarya süresi ve hafifliği. Ama 10 bin TL’lik bir artı değiş şimdilik. Ben HP ile devam edeyim bir süre daha yoluma..

  2. Güncel fiyatını da düşünecek olursak her geçen gün biraz daha uzaklaşıyorum satın almaya.

Bunun Hakkında Ne Düşünüyorsun?

Yeni yorumları ve yorumuma verilen cevapları e-postayla bana bildir.