Hani böyle bazı şeyler vardır ya, uzaktan bakıp “lan güzel alet” dersiniz ama alıp kullanmaya başladığınızda rüzgar tam tersi yönde esmeye başlar.

Sürekli eksik taraflarını görürsünüz ve sonra… bir anda bir şey olur ve tüm intibanız değişir…

Videoyu Başlat veya Hemen Aşağıdan İçeriği Oku:

 

Baştan uyarayım; bu tapu kadastro memuru gibi orası 3 santim, burası 5 santim kafasında bir inceleme değil. Ben,  işin deneyim ve hissiyat tarafını anlatmak istiyorum.

1. Şıklığın Babası Magic Mouse 2’de!

Tasarım açısından Magic Mouse 2’yi ben biraz Türkan Şoray‘a benzetiyorum. Sen beğenmezsin, ben beğenmem. Fakat yoldan geçen 10 kişiye sorsak 8’i güzel olduğu konusunda hem fikirdir.

Türkan Şoray anketinde ben, o muhtemel 2 kişinin arasında olsam bile Magic Mouse 2’nin tasarımını çok beğeniyorum.

Görüntüsü gerçekten çok şık. Bir de hali hazırda Magic Keyboard‘unuz varsa bunlar masada güzel bir görüntü şöleni yaratıyor.

2. Pil Performansı ve Şarj Çilesi

Pil performansında hemen tasarımla harmanlayıp kamuoyuna anlatmamız gereken bir sorun var.

Ne oldu, nasıl oldu bilmiyorum ama birileri çıkıp dedi ki, “Baba bu fare güzel ama şöyle bir sorunu var, şarj soketi altta olduğu için şarj ederken kullanamıyorsun.”

Ardından, ilk bakışta mantıklı bir eleştiri gibi göründüğü için birbiri ardında herkes aynı şeyden şikayet etmeye başladı, yetmedi olayı çeşitli mimlere döktü.

Burada benim savaşını verdiğim bir şey var:

Evet, Magic Mouse’u şarj ederken kullanamıyorsunuz ama bunu dert eden profilde bir kullanıcıysanız zaten sizin hayatla ilgili başka sorunlarınız olabilir. Onları çözmek, bence bu pil sorunundan çok daha önemli.

Bugün kullandığımız taşınabilir kablosuz kulaklıkların hepsi şarjla çalışıyor fakat hiç kimsenin şarjdayken kulaklıklarını kullanamadığı için eli ayağı titrediğini sanmıyorum.

Aynı şekilde, biliyorum tam bir kıyas değil ama bir elektrikli otomobili de giderken şarj edemiyoruz diye eleştirmiyoruz.

Dahası işin kilit noktası, fare şarjı bitmeye başlamadan çok önce sizi uyarıyor. %10’a düştüğünde başlayan uyarı, %5’e ulaştığında kendini tekrarlıyor.

Oldu ya, diyelim ki her ikisinde de şarj edemediniz. Olur insanlık hali, hepimizin hayatında acelesi var. Ve fakat şarjı bittikten sonra, bu aleti günü çıkartacak kadar şarj etmeniz için sadece 2 dakika gerekiyor. Çünkü 2 dakikalık bir şarj süresi boyunca neredeyse 9 saat çalışıyor.

Mısırlı işçi pozisyonunda çalışmıyorsanız, bunun da size günü çıkarmak için yeterli olacağını düşünüyorum.

Tam hatırlamıyorum ama galiba Magic Mouse’u son 1 yılda sadece 3-4 defa şarj etmem gerekti. Bu performansın da benim gibi kullanıcılar için fazlasıyla yeterli olduğunu düşünüyorum.

3. Ben Bağlanamıyorum Melis

macOS’te daha önceden fare bağlantısı sorunuyla güreşmiş o şanssız kullardansanız, ne anlatacağımı tahmin ediyorsunuzdur.

Birkaç sene boyunca Logitech MX Master kullanmıştım ve maalesef, Bluetooth sorunları yüzünden hayatımın bir döneminde farenin beni, benim onu kullandığımdan fazla kullandığını hatırlıyorum.

İşte, yok fare kullanırken takılıyordu. Bluetooth bağlantısı yapmışken bi’ kafası karışıp tepki vermiyordu. Çeşit çeşit sorunlar yaşamıştım.

Magic Mouse 2 diğer Apple ürünleri açısından hiç öyle “Ben bağlanamıyorum Melis!” modunda değil.

Tabii, güncel Logitech fareleri uzun süredir kullanmadım ama bağlantı konusunda Magic Mouse’un bir Apple ürünü olduğu için rakiplerine taş çıkaracağını düşünüyorum.

4. Deneyim ve Alışma Süreci

Videonun başında hatırlatsanız bir benzetme yapmıştım.

Magic Mouse’u sevip sevmeyeceğimden emin olmadığım için önce bi’ kiralayarak deneme sürüşü yaptım.

Özellikle ilk 3 günkü deneyimim bir Trackpad kullanıcısı olarak kelimenin tam anlamıyla baş ağrısıydı. Zaten bileklerim sorunlu onun için mesaiden sonra hemen bi bilek ağrısıyla güreşmeye falan başladım.

“Tamam” dedim, “Yani şarj olayı okey ama bu fare öyle uzun kullanım için çok ergonomik bir çatı sunmuyor.”

Sonra biraz araştırmaya başladığımda Apple’ın birçok ürünündeki hatayı burada da tekrarladığını gördüm.

Apple Magic Mouse çok güzel bir fare fakat bu fareyi ne şekilde tutup kullanmanız gerektiğini bilmiyorsanız, yarım saat bir saat sonra eliniz kolunuz uyuşmaya başlıyor. Ve maalesef Apple bu konuda insanları bence yeterince bilgilendiremiyor…

Şimdi şöyle ki, bu fare bir düşük profilli fare. Dolayısıyla bu arkadaşı kullanırken, tut kolumdan çek götür beni edasıyla sarılmamak işe yaramıyor.

  • Baş parmağınızı sola,
  • En sağdan iki parmaklarınızı farenin sağına koymalı
  • Fare üstündeki aksiyonlar için de işaret ve orta parmağınızı kullanmalısınız.

Yani; fareye sarılıp ırgalamak yerine, hanımızın bileğini tutar gibi nazik davranmalısınız.

Ayrıca, bir diğer önemli faktör; işaret ve orta parmaklarınızı farenin üstünde dinlendirmemelisiniz. Bu iki parmağınız farenizi hareket ettirirken havada tutup sadece tıklama yapacağınızda oyuna dahil etmeniz lazım.

İlk başta bu kullanma pozisyonu sizi belki birkaç saat zorlayacaktır fakat sonrasında konfor, ergonomi ve bilek ağrısı şikayetlerinizin tümünün ortadan kalktığını göreceksiniz.

Bu arada, Trackpad nasıl kullanılır içeriğimde de söylemiştim; Magic Mouse 2’nin tamamı dokunmatik bir cam yüzey olduğu için elinizi vitesin üstünde bekletir gibi bekletmenin emin olun kimseye bir faydası dokunmuyor.

5. Bir Fare, Bir Sürü Yetenek!

Dokunmatik yüzey demişken, burada Magic Mouse’un iki dezavantajı var.

İlki, Trackpad’teki gibi tıklama hassasiyetinizi ayarlayamıyorsunuz. İkincisi tıklama yapmak için kuvvet uygulamanız gerekiyor.

Sadece dokunarak veya şiddetli dokunarak sağ veya sol tık yaratamıyorsunuz.

Bunları niye dezavantaj olarak görüyorum; Karpal tünel sendromunun en büyük davetiyesi kendini tekrarlayan ve bileklerinize direnç uyguladığınız senaryolardır.

Maalesef bu açıdan bence Trackpad konfor anlamında kesinlikle daha iyi bir iş çıkarıyordu.

Ben allahtan Better Touch Tool kullandığım için bu dokunarak tıklama yaratma olayını çözüyorum. Yoksa bu fare hakkındaki görüşlerim belki bambaşka olabilirdi.

Bunların dışında, Magic Mouse 2’nin jestleri Trackpad’e oranla kısıtlı olmasına rağmen bence başarılı. MX Master’daki gibi patır kütür farenin üstünde 40 tane tuşla yüz göz olmanıza gerek kalmadan:

  • Mission Control’ü açabiliyor,
  • Sayfalar arasında ileri geri gidebiliyor,
  • Büyük dosyalarda yatay scroll yapabiliyor
  • Hatta astigmatlı gözler için kolayca Smart Zoom özelliklerini aktif edebiliyor.

Diğer farelerde de özel atamalarla bunları yapabiliyorsunuz ama Magic Mouse 2 tüm bu süreci çok doğal hissettiriyor.

Açıkçası ben Final Cut’da timeline üzerinde çalışırken sunduğu kaydırma kolaylıkları veya doküman okurken sayfayı kaydırma animasyonunu çok beğeniyorum.

Uzun Post’un Kısası…

Buraya kadar bahsettiklerimizden bir sonuç çıkaracak olursak; Apple Magic Mouse 2 gayet başarılı bir ürün.

Sadece, bazı kullanıcılar yanlış kullanıyorlar veya bence normal hayatta sizi etkilemeyecek faktörlere biraz takık durumdalar.

Eğer buraya kadar anlattıklarım kafanızda boş bir park yeri bulduysa o zaman Apple Magic Mouse 2’yi en az benim kadar seveceğinize inanıyorum.

Hatta benim sevgim baya farklı boyuta ulaştı ki, Trackpad’i hanıma verip yoluma son 1 yıldır bu küçük arkadaşla devam ediyorum.

Yazar

Buraya yeniysen, ben Burak 👋 Gündüzleri metin yazarı ve içerik pazarlaması uzmanı, akşamları da yarı zamanlı YouTuber'ım 🦸‍♂️ Bu blogda, keşke yıllar önce bilseydim, deneseydim dediğim alerjik reaksiyon yaratmayan içerikler paylaşıyorum.

1 Yorum

  1. Yazıda belirttiğin gibi aslında markanın bir çok ürününü kullanmak konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığımız için zorluklar yaşıyoruz.
    İnceleme için teşekkürler Burak ..

Bunun Hakkında Ne Düşünüyorsun?

Yeni yorumları ve yorumuma verilen cevapları e-postayla bana bildir.