Doğru kararlar verecek kadar olgun, yanlış kararlar alacak kadar genç… Tanıdık geliyor mu? 🤔

Maaşını Gratis’e gömen sevgiliniz!

30’lu yaşlarımın sonunu göremeyeceğim… 😨

Hayır, sevgiliniz değil. 20’li yaşlarınıza hoş geldiniz! 20’lerinin sonuna merdiven dayamış ve biraz önceki şaka yüzünden 30’larının sonunu göremeyecek biri olarak; hayatımın en büyük dönüşümlerini bu dönemde yaşadım.

  • Üniversiteyi bırakıp, yapmak istediğim işe yönelmek,
  • Hayatımı kolaylaştıracak yetenekler edinmek,
  • İlk freelancer içerik yazarlığı işimi kurmak
  • Ve binlerce lirayı yanlış kararlarla sokağa savurmak…

Herkes gibi ben de 20’lerin başına dönsem, mutlaka bir şeyleri değiştirmek, farklı yapmak isterdim.

Zaman makinesi stokta kalmadığı için bir süre daha dönemiyorum ama… henüz zaman makinesine ihtiyaç duymayanlar ya da trene kaçak atlama imkanını olanlar için minimalizm tavsiyelerimi paylaşmak istiyorum.

Ve bence, 20’li yaşlarınız finansal açıdan Süper Lig yerine Amatör Küme tadında geçeceğinden; paranızı nelere harcamamanız gerektiğini bilmek kadar, nelere harcamanız gerektiğini bilmek de hayatınızı değiştirebilir.

1. Bilgisayar

Doların affına sığınarak konuşayım: İyi bir bilgisayara yatırım yapmak; geleceğinize çekilmiş en güzel kıyaktır. Üstelik -çoğu zaman gerekse de- her zaman banka soymanız gerekmiyor.

Bir şeyleri başarmanıza yardımcı olacak ve sizi yavaşlatmayacak kadar iyisini almanız yeterli.

MacBook Air 2020 İnceleme

20’lerimde bilgisayara yatırım yapmasaydım; en basitinden, bugün yaptığım işi yapmıyor olacaktım. Ay sonlarımı Vermidon’suz geçirmeme yardımcı olan, pasif gelir kaynaklarım ve kişisel blogum da hiç olmayacaktı.

Yani, ne ben bu girdiyi yayınlayabilecektim, ne de siz okuyor olacaktınız. İyi bir bilgisayar; başarmak istedikleriniz ne olursa olsun, 20’li yaşlarınızdaki en iyi saz arkadaşınız olacaktır.

E-ticaret, grafik tasarım, programlama, dijital pazarlama gibi yeni dünya mesleklerine ilgi duyuyorsanız da, yelken açmak için artık paranızı nereye harcamanız gerektiğini biliyorsunuz demektir.

2. E-Kitap Okuyucu

Bu, biraz istisna bi’ madde gibi görünüyor biliyorum ama aslında değil!

E-kitap okuyucularla çok geç tanıştım ve bugün 20’lerime geri dönsem, kesinlikle alacağım ilk şeylerden biri olurdu.

Önünüzdeki 10 yıl boyunca hevesle alıp, sonra okumayacağınız kitaplarınızı, ders kitaplarını, dergiler ve daha birçok materyale ucuz yoldan ulaşmak, yıllarca yıpranmadan elinizin altında tutmak için e-kitap okuyucular en kârlı çözüm.

Son 10 yıldaki okuma maliyeti düşününce, Kindle; inanın şu an bana sihirli değnek gibi görünüyor.

Ön yargınızı kırmak için son kurşunumu da sıkayım: Bir e-kitap okuyucusu aldığınız için tüm okuma alışkanlığınızı dijitale taşımak zorunda değilsiniz. Dijital sürümünü bulamadığım kitapları hala alıyorum ama, herhalde okuma masraflarımın Kindle’dan sonra normalin 10’da birine falan düştü.

Günlük kitap okuma alışkanlığınız olsun olmasın, 20’li yaşlarda mutlaka kitap ihtiyacı duyacaksınız ve Kindle bence bu yaşlarda paranızla alabileceğiniz en faydalı şeylerden biri.

3. Taşınabilir Harddisk

Bulut depolama; hızlı ve kolay olmanın yanı sıra; uzun vadede maliyetlidir. Olaya yalnızca dijital stokculuk olarak bakmayalım.

iCloud veya Dropbox’a her ay ödemek yerine, tek bir taşınabilir diskle hepsinden kurtulabilirsiniz.

Aylık ekstra birkaç liradan ne olacak diye düşünmeyin. Çünkü bu ufak kutucuk sayesinde, telefon ve bilgisayarlarınızı en düşük depolama alanına sahip modellerden alarak binlerce lira tasarruf edebilirsiniz.

Anlayacağınız basit bir Harici Disk, sadece en değerli anılar ve çalışmalarınızı elinizin altında tutmakla kalmıyor. Teknolojik cihazlara depolama alanı için vereceğiniz binlerce lirayı da cebinizde tutmanıza yardımcı oluyor.

Lafı açılmışken; üniversitede arkadaş sirkülasyonuyla cebinizi yakan USB bellek harcamanızı da önemli oranda düşürüyor.

4. Online Kurslar

Bugünün dünyasının dünden en büyük farkı; istediklerimize tek tıkta ulaşabiliyor olmamız. 10 sene önce, programlama öğrenmek için para harcamaya hazır olmak yetmiyordu. Eğitim materyallerine ulaşmak için de ter dökmeniz gerekiyordu. Artık online platformlar sayesinde bir günlük yemek paranıza, bir zamanlar servet harcayarak ulaşabileceğiniz eğitimleri alabiliyorsunuz.

En basitinden, YouTube’a başlama kararı aldığımda, gerçek anlamda hiçbir şey bilmiyordum. İlk işim YouTube ve video kurgusu için birkaç kurs bitirmek ve kollarımı sıvamak olmuştu.

1 günlük yemek masrafınıza alacağınız bir kurs ve günlük 20 dakikayla, kendiniz için geri dönüşü en yüksek birikim hesabınızı başlatmış olacaksınız.

Bu birikimi en rahat 20’li yaşlarınızda paranız ve zamanınızla açabilirsiniz. 20’lerimin sonuna merdiven dayamama rağmen hala online kurslarla yeni yetenekler kazanmaya çalışıyorum.

Eğer merdivenin başına geri dönebilseydim, paramı daha çok kursa erişmek için harcardım.

5. Yabancı Dil Eğitimi

Hayattaki galiba en büyük şanslarımdan biri, lisedeyken edebiyata ve yabancı dile ilgi duyduğumu fark etmemdi. Yabancı dilin hayatımdaki her kapıyı açtığını söylemiyorum ama önümde açılan her 10 kapıdan en az 6’sının anahtarı yabancı dildi.

Lise ve üniversitede dil üzerine eğitim aldığım için doğrudan yabancı dil kurslarına para harcamak zorunda kalmadım. Yine de bilirsiniz, okulun size verebilecekleri bir yere kadardır.

Çeşitli programlar, kitaplar, eğitimler derken bir şekilde İngilizcemi üst düzeye çıkarmaya başardım.

Bugün 20’lerimin başına dönsem, işi kendi çabalarımla bırakmayıp, mutlaka kurslara ve o zaman için bana pahalı görünen materyallere paramı harcardım.

Onun için ne iş yapıyor olursanız olun; yeni fırsatlar istiyor ve paranızı anlamlı şeylere harcamak istiyorsanız yabancı dilinize yatırım yapmalısınız.

6. İş Yatırımı Yapın

“Para harcamadan para kazanamazsınız.” Sözünü 20’li yaşlarımda biraz fazla şiirsel bulduğumu itiraf etmeliyim. Onun için galiba, 20’li yaşlarımın başında birinin bana bu sözü daha şiirsel olmayan biçimde ve şöyle değiştirerek söylemesini isterdim:

“İşinizi büyütmek için para harcamazsanız; paradan daha değerli şeylere ulaşabileceğiniz kaynağınızı boşa harcarsınız: Zamanınızı…”

Bir şeyleri kendi başına başarmak duygusu takdir edilesi fakat her şeyi kendiniz yapmaya çalışıyorsanız, ufak bir pürüz olabilir.

20’lerimin başından bugüne kadar birçok proje geliştirdim. Ve başarılı olanların hepsinin ortak noktası; sadece üzerine uğraşılmış olmaları değildi.
Aynı zamanda bu projeler için bütçemin bir kısmını iş geliştirme ve reklam için harcamış olmamdı.

20’lerin başında gerçekten her şeyi kendi başına halledebileceğimize inanıyoruz.

20’lerimizin sonuna doğru birçok şeyi halledebileceğimizi ama her şeyi kendi başımıza halletmememiz gerektiğini öğreniyoruz.

Onun için benim yaptığım hatayı yapmayın. Paranızı giriştiğiniz veya ışık gördüğünüz bir iş için harcamaktan çekinmeyin.

En kötü senaryoda deneyim kazanırsınız.

Ki bu, birçok açıdan para kazanmaktan daha kârlı bir yatırım olarak değerlendirilebilir.


Umarım benden yaşça küçük veya treni kaçırmamış olanlara bu videoda doğru tavsiyeleri vermişimdir.

Ve umarım aynı hataları yapmadan, paranızı en faydalı şekilde harcama alışkanlığını erken yaşta kazanırsınız.

Daha fazla içerik için YouTube kanalıma uğramayı da unutma 😊

Yazar

Buraya yeniysen, ben Burak 👋 Gündüzleri metin yazarı ve içerik pazarlaması uzmanı, akşamları da yarı zamanlı YouTuber'ım 🦸‍♂️ Bu blogda, keşke yıllar önce bilseydim, deneseydim dediğim alerjik reaksiyon yaratmayan içerikler paylaşıyorum.

2 Yorumlar

  1. 20 ‘ li yaşların daha başındayım 21. Üniversiteyi bitirmiş ve işsiz biri olarak tavsiyelerine uyacağım abiciiiimmm… özellikle ingilizce. Hatta yarın çalışmalara başlıyorum. Tavsiyene açığım :D . Neyse…
    Bu güzel ve faydalı içerik için çok teşekkür ederim.

  2. Paylaşımınızı çok beğendim ve Kindle konusunda sonuna kadar destekliyorum. Şuana kadar yaptığım en karlı alışveriş. Kitap okumanın yanında kitap alışveriş yapmaya, kitapçılarda saatlerimi harcamaya bayılan ve bunun bir meditasyon yöntemi olarak gören biri olarak basılı kitaptan vazgeçmek benim için imkansız gibiydi. Pandemiyle birlikte, kitaba daha kolay ulaşabilmek için kindle’a bir şans verdim. Umarım pişman olmam diyerek aldım ve bir gün bile pişman olmadım. İngilizce basılı kitaplara dolar kurundan dolayı üç türkçe kitap parası vermek zorunda kalmamak ve gece gözlerim yorulmadan da okuyabilmek de cabası. Bunu bu listenin içine almış olmanız da çok yerinde bir karar olmuş.

Bunun Hakkında Ne Düşünüyorsun?

Yeni yorumları ve yorumuma verilen cevapları e-postayla bana bildir.