Zaman… Her şeyin hammadesi. Onunla her şey mümkün, o olmadan… hepsi imkansız. Düşünürler bize uzay boşluğunu açıkladılar fakat zamanı… kimse açıklamadı.

Ben mi? O kadararını yapamam ama size 1 günü nasıl 24 saatte yaşadığımı anlatabilirim…

Videoyu Başlat veya Hemen Aşağıdan İçeriği Oku


Sürekli zamanın yetmediğini söylüyoruz. Yapmak istediğimiz çok şey var ama bir türlü fırsatını bulamıyoruz. En sonunda hepsini yarına veya daha fazla zamanımızın olacağı bilinmez bir tarihe erteliyoruz.

Önce kötü haberi vereyim. Asla, “daha fazla” zamanınız olmayacak. Çünkü zaten tüm zamana sahipsiniz.

Harikalar yaratıp, size nasıl daha fazla zaman yaratacağınızın sırrını falan da veremem. Ama iyi haber: size 1 günü nasıl 24 saatte yaşayabileceğinizi hatırlatabilirim.


Atalarımızın söylediği gibi

Vakit, nakittir.

Atalarımızın söylemediği şey ise vakitle tüm nakdi alabilirken, kendimize fazladan bir dakika bile satın alamayız.

Hiçbiriniz benden veya ateşin yanında uzanan pisicikten bir dakika fazlasına sahip değilsiniz.

Elimizde asla 24 saatten fazlası olamayacağına göre farklı bir çözümümüz olmalı: 1 günü 24 saatte yaşamayı öğrenmek gibi…

1. Yanlışı Kabul Edin

Çoğumuz bir günü 6 ila 8 saat arasında kabul ediyoruz.

Bü sürede tam zamanlı işimiz veya okulumuz için harcadığımız zamana denk geliyor.

Yani, o günü bizim için gün kılan şey neyse zamanımızı ona indirgiyoruz.

Bunun dışındaki saatlerde bir şey yapmak için kendimizi zorladığımızda sonraki günün enerjisinden çalacağımızı düşünüyoruz.

Oysa beynimiz sürekli zorlu şeyleri işleyebilme kapasitesine sahip. Kol ve bacak kaslarımızın aksine, beynimiz -uyku haricinde- dinlenme ihtiyacı duymaz.

Beynimizin tüm istediği farklılıktır. Bu farklılığı sağladığınızda, 1 günü 24 saatte yaşamaya daha çok yaklaşarsınız.

Peki, ya kendimizi yorgun hissediyorsak?

2. Yalanı Reddedin

Akşam saat 6’da eve geldiniz, (tabii, İstanbul’da yaşıyorsanız bu biraz ütopik ama) biz öyle kabul edelim.

Aynaya bakıp, kızarmış yüzünüzü gördüğünüzde kendinize “çok yorgun olduğunuzu” söyleyeceksiniz. Tam aksine, kendinize yorgun olmadığınızı söyleyin ve sonraki üç saat boyunca ne yapacağınızı planlayın.

Tıpkı işiniz veya okuldaki ders programınız gibi…

Bu arada bu yapacaklarınız illa işle alakalı olmasına da gerek yok. Sizin için önemli olana odaklanmanız yeterli.

Ve hayır, kendinizi koltuğua atıp saatlerce bilgisayarla takılmak bir amacınız olmadığı sürece sayılmaz.

1 günü 6 veya 8 saatle sınırlandırmak istemiyorsanız, kendinize söylediğiniz en büyük yalanı reddedin. Yorgun değilsiniz ve bunu siz de biliyorsunuz.

3. Zamanı Değerlendirmeyin

Yarın adımınızı evden dışarı atar atmaz aklınızdan bir şeyi düşünmeye başlayın.

Müzik yok, telefon yok, Podcast yok. Çok değil, birkaç dakika içerisinde aklınızdan farklı bir konuya geçiş yaptığınızı fark edeceksiniz.

Zamanı değerlendireceğiz derken kendimize o kadar yükleniyoruz ki, kendimizle başbaşa kalmanın ne olduğunu hatırlamıyoruz.

Oysa zamanın varlığını hissetmek için elimizdeki telefondan, kulağımızdaki kulaklığa bi’ ara vermemiz gerekiyor.

Çünkü, asıl fark etmediğimiz şey zamanı daha farklı şeylerle değerlendirmek için sürekli çırpınırken daha büyük bir fırsatı kaçırıyoruz: Kendimizle baş başa vakit geçirebilme fırsatı.

Blaise Pascal’ın da 17. yüzyılda söylediği gibi:

“İnsanlığın bütün sorunları, insanın bir odada tek başına, sessizce oturamamasından kaynaklanır.”

Aslında olay gayet basit. Herkesin 1 günü ve 24 saati var.

Bu zamanı en iyi şekilde harcamak için planlıyor musunuz, yoksa kendinizi dikkat dağıtıcıların ve milyarlık şirketlerin insafına mı bırakıyorsunuz?

Biri size dün ne yaptığınızı sorduğunda “hiçbir şey” dememek istiyorsanız, zamanı nasıl harcayacağınızı planlamanız lazım.

Okuduklarınız ilginizi çektiyse daha fazlası sizi yukarıdaki YouTube videomda bekliyor. Zamanı nasıl planlıyorum? Planlarıma her zaman uyuyor muyum? Planlama yapmanın birincil amacı ne? Günü planlamak spontane yaşamanın ruhunu öldürüyor mu? Ve daha birçok şeyi detaylandırdığım için izlemek isteyebilirsin 😊

Yazar

Buraya yeniysen, ben Burak 👋 Gündüzleri metin yazarı ve içerik pazarlaması uzmanı, akşamları da yarı zamanlı YouTuber'ım 🦸‍♂️ Bu blogda, keşke yıllar önce bilseydim, deneseydim dediğim alerjik reaksiyon yaratmayan içerikler paylaşıyorum.

Bunun Hakkında Ne Düşünüyorsun?

Yeni yorumları ve yorumuma verilen cevapları e-postayla bana bildir.