Juliet yanılıyor olamaz mı? Bence olabilir…
Shakespeare’in ölümsüz eserinde Juliet, Romeo’ya şu romantik dizelerle sesleniyor:
Adın ne değeri var, şu gülün adı değişse bile kokmaz mı aynı güzellikte?
Romeo, bırak, at bu adı! Senin parçan olmayan bu ada karşılık al bütün varlığımı!
Romeo’nun adı Romeo olmasaydı, güzelliğinden bir şey eksilmezdi elbet! Ancak Romeo’nun adı Murtaza olsaydı, belki karizmasından bir şeyler eksilebilirdi…
Üzgünüm Juliet! Artık 21. yüzyılda yaşıyoruz ve insanların çiçeği koklamasını için en az çiçek kadar güzel bir isme ihtiyacımız var. Hem Murtaza ve Juliet’in Romeo ve Juliet kadar satmayacağına da eminim…
Siz de benim gibi Juliet’in yanıldığını düşünenlerdenseniz el kaldırın 🖐️ Çünkü hemen aşağıdaki 12 adımı takip ederek blogunuz için en harika ve yıllar sonra bile pişman olmayacağınız ismi bulacağız.
NOT: Blog için isim seçme konusunda daima kendim ve müşterilerim için kullandığım bu yöntemler her tarz blog için geçerlidir. Kişisel blog, seyahat blogu, aşam tarzı, teknoloji blogu veya farklı bir konuya değinmesi önemli değildir.
01. Etrafınızdaki İnsanlara Bakın!
“Oooo ne yaptın? Dur, daha başlamadık bile. Sen kafadan, başkalarını kopyalamamızı söylüyorsun.” Diye, düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Shakespeare’in Romeo ve Juliet’inin aslında 1563 yılında boğularak ölen Arthur Broke adındaki bir ozanın, 1562 yılında kaleme aldığı Romeus and Juliet şiirinden feyz alınarak yazıldığını biliyor muydunuz?
Ihm… Evet… Shakespeare işi biraz abartmış olabilir. 🙄 Yine de önce kafanızı kaldırıp etrafınızdaki bloglara bakmanın size yeni bir ufuk kazandıracağına inanıyorum.
Shakespeare gibi birçok konuda esinlenme yöntemine başvururum. Önce etrafımdaki işlere bakar, sonra yaptığımı diğerlerinden nasıl üstün kılabileceğimi keskin hatlarla belirlerim.
Blog ismi seçerken de bu stratejinin işe yarayacağına inanıyorum. Deneyin; kaybedecek hiçbir şeyiniz yok; kazanacak ise çok şeyiniz var:
- Rakip olabileceğiniz bloglar hangi ismi neden kullanıyorlar?
- Onların isimlerini insanlar sevmiş mi?
- Seçtikleri isim neden başarısız olmuş?
- Sizin hedeflediğiniz alanda ciddi bir okuyucu kitlesi yakalamış blogların içerik/blog adı uyumu nasıl?
Kendi başyapıtınızı kusursuz şekilde meydana getirmek istiyorsanız, bu gibi detayları gözden geçirmeye muhtaçsınız.
02. Kendi Kendinize Kimlik Kontrolü Yapın
Blogunuzu oluştururken kendi kendinize sorguya çekmeniz hayalinizdeki ismi bulmanıza yardımcı olabilir.
Kendi GBT’nizi kendiniz yapın ve blogunuzu henüz açmamışken aşağıdaki sorulara yanıt bulduğunuzdan emin olun. Bunu yaparken elinize bir kağıt ve kalem almayı unutmayın.
- Blogunuz ne hakkında olacak?
- Hedef kitlenizi kimler oluşturuyor? Konken oynayan teyzeler mi? Bulmaca çözen emekli amcalar mı?
- Blogunuzun sesi ne gibi çıkacak/neye benzeyecek? Daha önemlisi, bulduğunuz isim bu sesi taşıyabilecek mi?
- Bugün bulduğunuz isim 10 yıl sonra utanmadan insan içinde söylenebilecek mi? Markalaşma şansı nedir? Büyük düşünüp küçük başlamayı başarıyor mu?
Sorular için yanıtlarınız hazırsa kağıdı gözünüzün önünde duracak bir yere yerleştirin. Aklınıza gelen her isimde verdiğiniz cevaplarla ne kadar uyumlu olduğunu tekrar baştan kontrol edin.
03. Kısa Kesin; Zor Olsa Bile…
Blog açmak isteyen herkes SEO’nun ne olduğundan haberdar. Alan adını seçerken de SEO ile yıldızının barışacağı bir seçim yapmak istiyor. Bunda bir sorun yok, fakat uzun bir alan adı size faydadan çok zarar getirebilir
- İdeal bir alan blog adı 10 karakterden az olmalıdır.
- Bir blog ismi için maksimum sınır -çok akılda kalıcı değilse- 15 karakter olmalıdır.
İPUCU: Alan adının uzunluğu arttıkça kullanıcıların alan adınızı aklında tutması zorlaşır ve yanlış yazılma ihtimali artar. Bu da size yıllarca trafik kaybettirir.
04. Sırtınızı Mizaha Yaslayın
Merak etmeyin; güvenli bölgedesiniz. İnsanlar mizah ve acıya karşı hemen reaksiyon gösterir ve uzun süre unutmaz. Blog adınızı seçerken bu avantajdan yola çıkın!
Örneğin;
- Sen İstiyor Duj
- Kim Lan Bu Hayatımın Kadını
- Fareli Köyün Halaycısı
- At Eti
- Tutmayın Yazıcam
- Yukarıda Allah Var
- Yazıyor Üç Nokta
Gibi isimler akılda kalıcı olmaya daha müsaittir.
NOT: Mizahi isimler kişisel bloglar için harika bir seçenekken profesyonel ve markalaşma beklentisi olan profesyonel bloglar için ideal olmayabilir. Mizahi isim seçimi yaparken ince eleyip bol overloklamakta fayda var.
05. COM Uzantısını Kutsal Kabul Etmeyin
COM uzantısı değerlidir; kutsal değil. Bu uzantıya Mordor’a atılacak yüzük muamelesi yapmayı acilen bırakmamız gerekiyor.
Eğer harika bir isim bulduysanız ve ismin .COM’u doluysa hemen diğer uzantılarına bir göz atın. İnsanların sadece .COM alan adına aşikar olduğu günler geride kaldı.
Artık insanlar tüm uzantıları biliyor! Bir internet sitesinin .NET veya .ORG gibi uzantılara sahip olmasını internet ziyaretçileri 10 yıl önce olduğu gibi yadırgamıyor. Siz de yadırgamayın ve inadınızdan vazgeçin.
İPUCU: COM elbette ilk önceliğiniz olsun. Akıllı telefonların klavyelerinde bile bir .com tuşu olduğunu unutmayın. Sadece, uzantı işini takıntı haline getirmeyin. Etrafınızdaki binlerce abidik gubidik uzantılı ama başarılı blogu örnek alın.
06. Odanın Genişleyeceğini Unutmayın
Bugün ufacık tefecik bir blog olacak diye başladığınız iş, yarın ucu bucağı görünmeyen bir işe dönüşebilir. Bu ihtimali düşünerek; kullanacağınız ismin sizi kısıtlamadığından emin olun.
Örneğin, sadece pazarlama üzerine açtığınız bir blogun adında “pazarlama” kelimesinin geçmesi veya pazarlamaya atıfta bulunması doğaldır. Peki, yarın işleri büyüyüp farklı alanlara da geçmek istediğinizde ne yapacaksınız?
Paratic.com bunun güzel bir örneği. Sadece finans odağında işe başlayan bu site, zamanla pastanın diğer taraflarından da pay almak istemiş. Şimdi Paratic’de teknolojiden otomobile her telden bir içerik bulmak mümkün.
Peki, sizce bu isme bu içerikler gidiyor mu?
Kesinlikle hayır! Aynı ihtimali kendiniz için de göz önünde bulundurun.
Konunuzun sizi tek bir yerde sınırlamayacağı seçimler yapmaya özen gösterin. Gösterin ki, 10 yıl sonra pişman veya ikinci Paratic olmayın.
07. Kısaltmaları Sevin
İsminizin olabildiğince kısa olması gerektiğine 3 numarada değinmiştik. Bir ipucu daha; isminizi kısaltamadığınız durumlarda kısaltmalardan yardım alın. Bir otomobil blogu açtığınızı düşünelim. Bu daha spesifik bir model olsun hatta!
Volkswagen Golf yerine vwgolf ismini kullanmak size önemli bir karakter avantajı sunar.
Kısaltmaların her blog tarzına uygun olmayacağı kesin. Uygun olan sayılı alandaki bloglarda ise alan adını kısaltma konusunda harikalar yaratacaktır.
08. Mesnevi’den Değil; Flickr’dan Ders Alın: Seçtiğiniz İsmin Telaffuzu kolay mı?
Gerçekten harika bir isim bulmuş olabilirsiniz.
Hatta bu isim belki son 10 yılda keşfedilmiş en fiyakalı blog adı gibi görünebilir. Fakat sonuçta bu URL’i insanların okuyacağını ve yazacağını unutmayın.
Yeni bir blog açıyor olsam ki, genellikle -iş için- hep açıyor olurum, ilk yapacağım şey bulduğum URL’i sıradan bir insana söyleyip onu yazmasını beklemek olur.
- Takılmadan yazabiliyor mu?
- Yazdığı şeyin ne anlama geldiğini yazarken anlayabiliyor mu?
- Eğer tek seferde yazamıyorsa hangi bölümde takılıp benden onay alma ihtiyacı duyuyor?
Bunlar önemli sorular ve cevapları yolunuzu aydınlatan fener olabilir.
Önemli bir örnekten yola çıkalım: Flickr.com!
Flickr, bu maddenin kabusudur. İnsanların okunuş ve yazılış arasındaki farklılıklarından dolayı Flickr.com’u yıllarca Flicker.com olarak yazdı. Öyle ki, Flickr bu işin önünü alamadığını fark ettiğinde Flicker.com’u satın almak için masaya oturdu.
Flicker.com’un sahibi eşek yükü para isteyince (10 milyon dolar) Flickr önemli bir ders aldı. Bence bu bizim için de önemli bir ders.
ÖNEMLİ: Kelimeler konusunda cambazlık yapmaya çalışmak her zaman işe yaramayabiliyor.
09. Tire ve Tekrar Eden Harflerden Dört Nala Kaçın!
Tire işaretleri, bir alan adını amatör ve spam içerik gibi gösterir. Çünkü sıklıkla bu alan adlarını dolandırıcılar ve at hırsızları kullanır. Bunlardan biri gibi algılanmak istemiyorsanız, tire işaretine karşı kılıç kalkan kuşansanız iyi edersiniz.
Kaçınmanız gereken bir diğer hata da aynı harflerin alan adı içinde birbirini tekrar etmesidir. Geldimmisimdi.com gibi rastgele bir örnekten görebileceğiniz üzere, bu alan adı ziyaretçinin tek seferde okuması güçtür.
Blog adı ne kadar güzel olursa olsun, kullanıcılar rahatla yazıp okuyamadıktan sonra işlevsizdir.
10. Filmler ve Kitaplardan İlham Alın
Bu içeriğin hazırlanması aşamasında nasıl ki Romeo ve Juliet’den feyz aldıysam, tematik olarak siz de sevdiğiniz film ve kitaplardan ilham alabilirsiniz.
Blogunuzun ismi yıllarca sizinle birlikte olacağından acele etmeyin. İşleri biraz zamana, biraz da yaratıcılığınıza bırakın.
11. Thesaurus Gibi Araçlardan Faydalanın
Thesaurus, bir kelimenin (İngilizce) eş anlamlılarını ve anlamsal olarak ilişkili ve benzer kelimelerini gösteren bir araç. Çoğu kez bir projeme veya müşterilerimin isim ihtiyaçlarına yanıt verirken Thesaurus’dan faydalanıyorum.
Thesaurus’un nasıl kullanıldığını sizi yemek tarifi gibi vermem pek mümkün değil. Kendisi ecnebilerin aha!-moment dedikleri evreye ulaşmak için kullanılıyor. Size doğrudan “al şu ismi kullan” demiyor ama kafanızdaki fikir ampülüne birkaç watt elektrik gönderiyor.
Alternatif: Tool bu güzel ama İngiliççe. İngilizceniz yoksa bir Türkçe sözlük elinize alıp, rastgele karıştırmak da fikir bulmanız da tetikleyici olabilir.
12. Kendini Adınızı Kullanmak
Eğer yukarıdaki yöntemlerin hepsini deneyerek kendinize uygun bir blog adı seçemediyseniz, en kaçamak yol olan kendi adınızı kullanma yoluna başvurun.
Ben dahil birçok kişisel blog yazarı kendi ismini kullanıyor. Herkesin kendince nedenleri var. Benim nedenim kariyerimi zaten metin yazarlığından kazanıyor olmam ve bu isimle ilişkili her konuda arama sonuçlarında yer almak istemem.
Hem, her yıl birkaç milyon insanın sitemi ziyaret ederek adımdan haberdar olması da hoşuma gitmiyor değil! 😄
Son olarak afili bir sözle rehberi kapatayım:
Gazoz olmayın, efsane olun; Romeo olun ama gerçekten adınız değilse sakın Murtaza olmayın…
